måndag 26 juni 2017

Har Du några synpunkter på den hör artikeln??eller håller du helt med???


ABD ve İsveç ilaç tekellerinin ürettikleri bazı ağrı kesici ilaçların her yıl binlerce kişinin ölümüne yol açtığı bildirildi. Dün Stockholm’da bir basın toplantısı yapan doktor Ulf ve Brigitta Jonasson tıpta Dextropropoxifen (DXP) olarak adlandıran ağrı kesicilerin yan etkileri anlatan Adli Tıp Kurumu ile birlikte hazırladıkları bir kitapçığı basın mensuplarına dağıttılar. 

Doktorlar Eli Lilly, Nycomed ve Tika ile Astra-Zenecca’nın ürettikleri ağrı kesicilerin bu ilaçları kullananlarda bağımlılık yarattığı ve ölümlerle sonuçlanan zehirlenmelere yol açtığını söylediler. Jonasson’ların yanı sıra bir çok doktor tarafından satışı yasaklanması istenen ilaçlardan Dexofen, Deleron ve Paraflex’i Astra Zenecca, Doloxene veDistalgesic’i Eli Lilly, Dolotard’ı ise Nycomed adlı ilaç tekelleri üretiyor.

1950’li yılların sonlarında ABD’de ilaç tekelleri DXP diye adlandırdıkları, yan etkileri olmadığını ve  bağımlılık yaratmatmadığını iddia ettikleri yeni ağrı kesici ilaçları piyasaya sürdüler. Bir anda çok popüler olan ve fazla satan bu ilaçların piyasaya sürülmesinden kısa bir süre sonra zehirlenmelere yol açtığına dair raporlar gelmeye başladı. 

Bu ilaçların ilk kurbanı 1964 yılında aşırı dozda ağrı kesici kullanan bir genç kız oldu. İsveç’in Linköping ilindeki adli kimya bölümü uzmanları DXP olarak adlandırılan ağrı kesicilerin normal dozda kullanılmasının bile merkezi sinir sisteminde zehirlenmelere neden olabileceğini söylediler. Aşırı zehirlenmenin ise kendinden geçme, solunum yollarında felç, oksijen azlığı ve sonunda da kalbin durmasına yol açabileceğini açıkladılar.

1970’li yıllardan itibaren ABD, İngiltere ve İskandinav ülkelerinde ağrı kesicilerin yan etkilerini belirlemek amacıyla kapsamlı bilimsel araştırmalar yapıldı. DXP’lerin zehirlenmeye yol açtığı, alkol ile birlikte kullanılması durumunda aşırı zehirlenmeye ve ölüme yolaçabileceğini belirten bir çok rapor yayınlandı. ABD’de ağrı kesici ilaçların yol açtığı ölümlerin artması yetkilileri harekete geçirdi. üretici firmadan ilaç paketlerinin üzerine uyarıcı yazılar yazılmasını ve doktorlara ilacın yan etkileri hakkında bilgi gönderilmesini talep ettiler. 

Eli Lilly 145 bin doktora uyarı mektubu gönderdiğini bildirdi. Ama doktorlarla ilişki kuran şirketin görevlilerinden sadece % 10’unun ilacın olumsuz etkileri hakkında doktorlara bilgi verdikleri ve % 75’inden fazlasının ise satışı artırmak için doktorlara ücretsiz ilaç verdikleri anlaşıldı. Danimarka ve Norveç’te yetkililer doktorların DXP’leri hastalara vermelerini sınırlayan önlemler aldılar. 

Bu ilaçların kullanımının katı kurallara bağlanması sonucu Danimarka’da 1986-1992 yılları arasında ağrı kesici kullanımından dolayı ölenlerin sayısında % 45 oranında azalma görüldü. İsveç’te ise 1993 yılına kadar Zehirlenme Bilgi Merkezinin yılda ortalama 119 kişinin DXP kullanımı sonucu öldüğünü açıklamasına kadar sessizlik hakim oldu. Bu uyarının ardından uzmanlar ilacın etkilerini belirlemek amacıyla kapsamlı araştırmalar yaptılar. 

Uzman doktorlar Brigitta ve Ulf Jonasson 1992-2000 yılları arasında yılda ortalama 200 kişinin DXP kullanımı sonucu yaşamlarını yitirdiklerini saptadılar.

Avrupa ülkeleri içerisinde DXP’nin en fazla tüketildiği ülkelerin başında Fransa ve İngiltere geliyor. Italya, İsveç, Ispanya, Kıbrıs, Belçika, Danimarka ve İrlanda’da ölümlere yol açan bu ağrı kesiciler yaygın bir biçimde kullanılıyor. Jonasson’lar ağrı kesici ilaçların her yıl ABD’de 7136, İngiltere’de 3451 ve Fransa’da da 3151 kişinin ölümüne neden olduğunu tahmin ediyorlar.

Jonassonlarla ağrı kesici ilaçlar ile ilgili kısa bir söyleşi yaptım.

Kuseyri: Sözünü ettiğiniz ağrı kesicilerin ölümle sonuçlanmasına yol açan sebebler nelerdir?

Brigitta Jonasson: Bundan 5 bin yıl önce Mezopotamya ve Mısır’da opiumun sinir sistemlerini yatıştırıcı ve ağrı kesici olduğu biliniyordu. 1800’lü yılların başlangıcında kimyagerler işlenmemiş opiumun 20’den fazla kimyasal madde içerdiğini belirlediler. Bunlar içerisinde en önemli olanları morfin ve kodein idi. 

Morfin güçlü bir ağrı kesici olma özelliği taşıyor. 1874 yılında morfinden ilk kez yarı sentetik bir madde olan eroin elde edildi. Metadon ve DXP ise tamamıyla sentetik ürünler olarak ortaya çıktılar. Bunların yarattıkları etki mofine benzemekle birlikte etkileri daha sınırlı. İlaçların üretiminde kullanılan bu sentetik maddeler zehirlenmelere ve ölümlere yol açıyorlar.

Kuseyri: İlaç şirketleri neden sentetik ürünleri tercih ediyorlar?

B.Jonasson: Bu ürünlerin maliyeti daha düşük, kar marjinalı yüksek olduğu için ilaç firmaları bu ürünleri kullanmayı tercih ediyorlar. İnsanların sağlıklarının bozulması ve ölmeleri  ilaç firmalarını fazla ilgilendirmiyor.

Kuseyri: Bu ürünlerin satışını durdurmak veya sınırlamak için İsveç’te yetkililerin bir girişimi oldu mu?

B.Jonasson: DXP’lerin İsveç’te satışı oldukça yaygın olmasına rağmen bu güne kadar yetkililerden herhangi bir uyarı gelmedi. Ama doktorlar ve doktorların kuruluşları bu konuda defalarca kamuoyunu uyardılar. Bu uyarılar sonucu DXP’lerin kullanımı ve ölenlerin sayısı azaldı.

Kuseyri: İlaç piyasasında büyük bir rekabet var. Bir çok firma ağrı kesici ilaçlar üretiyor. Rakip firmalar bu durumu gündeme getirmiyorlar mı?

B.Jonasson: Bu konuda ilaç firmaları arasında yazılmamış ve konuşulmamış bir sözleşme var. Birbirlerini eleştirmekten ve suçlamaktan kaçınıyorlar. Ama bizim yayınlandığımız kitabın büyük bir çoğunluğunun rakip firmalar tarafından satın alınarak dağıtıldığını belirledik.

Kuseyrı: Bu ilaçların ölümlere yol açtığını nasıl belirlediniz?

Ulf Jonasson: Bu Adli tıp kurumuyla yaptığımız ortak çalışma sonucu açığa çıktı. İsveç’te yılda 90 bini aşkın insan yaşamını yitiriyor. Süpheli ölümlerin sayısı ise 5-6 bin civarında. Bu insanların ölüm nedenlerini belirlemek amacıyla otopsi yapılıyor. Otopsi raporlarından yılda ortalama 200 kişinin ağrı kesicileri kullandıkları sonucu öldüklerini belirlemek zor olmadı.

Kuseyri: Bu ilaçlar Türkiye’de de satılıyormu?.  

Ulf Jonasson: Bu konuda elimizde herhangi bir istatistik yok. Ama bu ilaçlar Avrupa’nın bir çok ülkesinde satılıyor.

16. 11. 2004
gönderen: Murat Kuseyri

Inga kommentarer:

Skicka en kommentar